Hepimizin anlamakta sıkıntı yaşadığı o hayat nasıl da pamuk ipliğine bağlı değil mi?
Bir sabah kalktığınızda biricik kızınız yok ya da eşiniz, babanız, anneniz size kim garanti verebilir. Onlarca yıl odanı paylaştığın kardeşinin yarın ölmeyeceğine dair garantiyi kim verebilir.
Tanrı mı?
Hah…
Hepimizin ailesinde bu tür hastalıklar geçirmiş insanlar vardır mutlaka, herkes bir zaman kesin buna benzer acıyı tatmıştır. Bu hikâyeleri dinlemeyi hep severim insanların ağlayarak içini dökmesini, gırtlağımın yanmasını ciğerlerime bahsettiği o özlemi severim…
Filmle ilgili arkadaşlarla konuşurken çok duygulandığımdan bahsettim bana
-kızın mı öldü diye sordu.
Çok kötü hissettim o an eminim o da öyle demek istemedi ama herhalde hayatım boyunca unutamayacağım bir durum oluşmuştu, neden mi ben de hiç bilmiyorum sadece kötü hissetmiştim.
Bu filmi ne zaman hüngür hüngür ağlamak istesem o hâkimin kıza
-Sonra ne oldu?
Diye sorduğu sahneden sonraki bir dakikalık bölümü açıp saatlerce ağlıyorum. Bunu sizler yapabiliyor musunuz bilemiyorum ama ben bir drama koliğim. Bu bir iç kanamalı film ölümün kucağına oturmuş bir kızın elinden sımsıkı tutmaya çalışan ailesinden bahsediyor. Size de bir şeyler öğreticektir…
No comments:
Post a Comment