Pages

29 October 2010

Suretlerim


Kafamın Türk lirası üzerinden değerinin bir milyon civarlarında seyreylediği bir akşam daha yayındayız. Bugünün dünden ya da öncekilerden farklı olduğunu iddia edecek kadar iddialı değilim. Elinize iki resim verip aradaki farkları bulun demek yerine yüklemsiz bir fotoğrafta ne güzel çıkmışsın lan demenizi yeğlerim. Bir fotoğrafta çıkmak konusu ilginç bir konu olabilirdi ama meme başı tonunda koyu ciddiyete sahip bir başlığımız olsun istiyorum.

Diyalog başlarken adam yerine koyup içimden birkaç kişiyi muhatap almaya karar vermiştim;
Bazı şeylerin asla değişmeyecek olduğunu bilmek en kötüsü biliyor musun?
Değiştiğine asla inanmamaları gibi,  asla inanmayacaklar. Sende asla değişmeyeceklerine inanacaksın, asla değişmeyecekler. Asla inançsız kalmayacaksın. Kaldıki neye inanıyor olduğuna karar vermek intihar da kendini zehirlemek için seçtiğin haplar kadar etkili olacaktır. Alışkanlıklarım ahlaka her yüz metrede birkaç boy fark atıyor ve masumiyet çağın modası olmuşken suçlu benim diye itiraf etmeden önce aklıma gelen kanunlar gözlerimi bağlayıp son bir isteğin var diyorlar. Fısıldıyorum kulaklarına; anal bir denklemin tatmin mekanizmasına gerçekçi sayılardan bağımsız sevişirken… Çürümeye başlayan kalbimin sıcaklığına teslim etmeden geceyi... Konuşmayı denemek istiyorum dedikten sonra üç noktalı bir sessizlik istiyorum dedim. Tanıdığım ölüler ne yapıyorlar acaba…

Keşke konuşmasına hiç izin vermeseydim şarapları hep aynı kırmızılıkta ve kafası hep aynı kıyaklıkta, ölmeseydi birim daha içimde taşıyacaktım dizlerimin üstüne çökene kadar…
Bir boşluk daha var artık elimi tut çıkar bu boşluğun içinden beni, içime bir tanrı yerleştir ve batıl bir aşkın müritleri olalım seninle… İçimden bir ses bu kadar yeter derken itiraz etmek istesem de onunda gitmesinden korktuğum için mesai saatime bu günlük son veriyorum dönüş yolundayım ya da sana göre geliş. Ayaklarımın yarıçapını dikkate almadan yola çıktım yorulur düşersem içimden birinden daha vazgeçecek kadar ahlaksızım…

-Kes şunu elimdeki şarabın rengini değiştiremezsin.
 Kes. Hala kırmızı!
 Kes.
 Ama içime bir tanrı yerleştir, kesemeden!


7 comments:

menekşe hüznü said...

sayın manu ; artık kendinizi 'çocuk osman ' adledebilirsiniz..çünkü 'menekşe hüznü ' adında bi okuyucunuz var artık..!

bi öneriniz var mı acaba isim konusunda ? neye ya da kime göre kötü ?
sizi aydınlatayım efendim rahat olunuz okulu bitirdim. (dert etmeyiniz.)
kişisel algılamanız 'algıda set oluşturma' ya gidiyor sanırım..isimlere fazla takılmayın derim...

Manusal said...

Hımm...
Haklısın edepsizlik etmişim.Affet.

menekşe hüznü said...

sizi tanımıyorum ama bu kadar laftan sonra böyle yorum yazmanız şaşırttı.! fazla iyimser geldi :)
ironik bir yaklaşım olmaması ümidiyle...

Manusal said...

Vay! temkin iyidir. vazgeçmemek lazım.

menekşe hüznü said...

bu durumda beklenen en muhtemel durum çünkü...

EmeL said...

Hadi ordan ..

Manusal said...

ne var gudubed.