Dengesiz ruhlara sıkıştırılmış dar bakışlı bedenlerimiz
yüzünden anımız anımıza uymuyor, köpekler kemik severken ten aramak neden,
tiryaki bir kayıp kontrol misali.
Az önce yalnızdık ve beraber oynadık, senaryo sefildi,
yönetmen kefildi. Bir kaç el sen sonra ben sonra el değiştirdi aşk. Oyuna dâhil
olanlar oldu.Dedim sana hakem kızdı, kırmızı kart yiyenler, sarıyı görmezden
gelenler, file yırtanlar, top patlatanlar, yüzüme tükürenler, küfür edip yaşam
sahama inenler oldu.
Domino taşarlının vajinasını parmaklayan zaman, yeni bir
güne gebe kaldığı şu saatlerde dilimin kavuğuna gizlenen cümlelerimi kusmadan
uykuyla sevişmeyeceğim. Uykusuzluktan kırmızı beyaz olan göz aklarımı bu gün
görenler “şehitler ölmez vatan bölünmez”
diye slogan atsala da şehitler ölüyor efendim!
Benden uzaklaşmadan alttan yaklaşacaksın kendi içine, her
şeyin üstesinde gelen misyoner milyoner pozisyonu aldığında. Orada bir yerde
olmalı anlam benim gibi, benden çıkma, benden çakma gerçek bir anlam.
Kaybolduğun alanın esrik haritasına bakarken tıpkı işaret parmaklı ellerine
çomak sokulan bir dişi gibi çığlık atmalısın.
-İşaret mi dedin? Bana bak ama gözlerini dâhil etme bu
işe.
Sekiz iplikli, sekiz dikişli, sekiz kişiye seksek
seyrettiren, sekiz yaşında, sefil bir kukla olamaz kuklalar sayı sayamaz. Zaten
cümlede oldukça zorlama oldu. Şimdi gidiyorum yolda değilim ama bir gün mutlaka
bir yolum olacak! Kalabalığa tenha bulaştırırken adım yalan, yaşım sonlu,
gülüşüm bıyıklı, sadece ben olarak gideceğim. Sen kaç kişi bekleyeceksin beni,
senli bir ömür dilerim sana ukalaca!
Her boka karışan
-Sayın yönetmen çok taşaklı oldu bu ayrılık.
-Sen de kimsin ?
Ben sana karışanım burada enli
endamlı, uygun zamanlıyımdır. Bir poşet ceviz, bir tencere dolusu yemek, ara
ara bir kasa bira… Ha bir de turuncu diye havuç severdim. Annem gözlerin iyi
gelecek diye yedirdi küçükken, gelmedi! Sırf
gördüğüm için her ihanetin perdesi açılıyor. Kör ol dünya, kör ol Dünya.
Tekrarlanmaktan bıktım. Bence koltuk altlarında kokuşturduğu birkaç hikâyeyi
mutfak da bırakmalı, birazını yedirsin seyirciye.
Günler böyle geçerken uyku yolumda durdurup öptü beni
tanrı.
Görüşürüz diye fısıldadı…
Hiç görüşmedik sonra bir daha.
Rol icabı diye gülümsedi yönetmen
Yine de
çarpılmaktan kurtulamadı renkli uçurtmalar
Ben de sevdim, ben de çarpıldım.
Mutluluk hurafe ise mutsuzlukta batıl inanç
Bir gün kalabalıktan boğulurken yanımda kimse olmayacak.
Olsun!
No comments:
Post a Comment