Evet ben büyüdüm;
Ayrıca tek şehirlerarası yolculuğum değil artık bu tatiller.
Çok önemli oldu artık; sanki yolculuğun tadı çıkmaz gibi müziksiz.
Kafamda hep bir şeyler var yolculuk yaparken düşünecek.
Bazen zaman geçmek bilmiyor.
Artık balık tutmak da gelmiyor içimden.
Ellerim büyüdü çünkü kolay artık o balıkları tuzağa düşürmek…
Yine kendi kendime müzik,
Yine cam kenarına oturuyorum
Uyukluyorum çoğu zaman yolda köyüme gelirken.
Geçiyorum,
Gölgeye kitap okuyorum, yazı yazıyorum,
Sesini dinliyorum kuşların; suyun; ağaçta yürüyen böceğin…
Bazen sabahtan akşama kadar hiç bir şey yapmadan öylece oturuyorum
Ruhumu dinlendirmeyi öğrendim böylece.
Gelen olursa yanıma muhabbet etmeye;
Hayır diyemiyorum artık.
Büyüdük ya artık olmazsa olmaz…
Gizli aşklar bence en güzel duygular
Kimseyi sevemedim ben daha fazla, kendi içimde büyüttüğümden.
Benim de oldu tabii çaktırmadan bakıştığım;
Kendime yakıştırdığım bazen inandığım,
Bazen de inandığıma inanamadığım,
Bazen de inandığıma inanamadığım,
Sonuçta elimde bir şey kalmadı…
Çekingen davranışlar var aynı ortama girildiğinde
Ya da suçlu hissetmek başka birini sevdiğimde…
Büyüdüm oyunlar oynandı ben katılmadım ama
Hiç sevemedim zıplamayı koşmayı vurulmayı atılan topla.
İzlemek daha keyifli geldi her zaman
Çok kızdı bana arkadaşlar ama alıştılar.
Yüzük saklamaca oynadık elleri kızartan
Acıdıkça ellerin daha da hırslandıran,
Şişeler çevirdik akşamları doğruluk cesaret hesabı
Büyüdüm akşamsefaları başladı.
İlk biramı ben köyde içtim ateşin başında,
Canlı müzik bizim çalgıcının saz kucağında.
Kayalarda ellerimizde biralar;
Kimi zaman babamla karşılıklı rakı masasında
Fonda çalan kırmızı buğday…
Fonda çalan kırmızı buğday…
Mangal kokusu yayılır tüm köye köfteler yeriz babamın usta ellerinden…
Hele bir de babamların tayfası varsa doyum olmaz o akşamlara,
Hele bir de babamların tayfası varsa doyum olmaz o akşamlara,
Daha önce hiç duymadığım türküler mi söylenmez güçlü seslerden;
Ne sırlar açıklanmaz ki eskilerden.
Kafalar biraz iyi oldu mu aynı türküyü dönüp dönüp söylemeler,
Ağızlarda dolanan diller, gülmeden dinleyemeyeceğin sohbetler...
Büyüdüm dinlemeye başladım eski yaşamları
Üzülmeye başladım o dönemlerde yaşayamamış olmaktan;
Koşamamış olmaktan bir siyasi görüşün peşinden ölümüne…
Gizli işler çevirememiş olmaktan devlete karşı;
Hapishaneye girememiş olmaktan babamınki gibi bir sebepten;
Şiirler okuyamamaktan coşkuyla nazım hikmetin elinden…
Azar işitememekten annemden babamdan
Duvarlara yazı yazdım diye usulsüz.
Duvarlara yazı yazdım diye usulsüz.
Kitaplarımı bulmasınlar diye bahçeye gömemedim ben;
Sevinemedim ben hiç yapılan eylem çok kalabalık oldu diye
Ya da ağlayamadım ben hiç
Savunduğum suçsuz insanlar darağacında can verdi diye.
Heyecanlanamadım hiç polisler etrafımda gezdiğinde.
Hiç bir arkadaşımla tartışmadım ben siyasi bir görüş hakkında
Hatta hiç siyasi görüşüm olmadı benim.
Şimdiki gibi iki uyduruk dergiden ibaret değilmiş o zamanlar bu işler;
Bir avuç adamın bağırması değilmiş o zamanlar eylemler;
Bu kadar kolay dönmezmiş o zamanlar insanlar düşüncelerinden.
Yasak şarkıları dinlemek keyif vermemiş bana
Ya da yasak ilanlar dağıtmak nasip olmamış.
Hayatımda tutunacak bir dalım yokmuş meğer
Benim kendimi adayacağım bir dünya meselesi…
Meğer kaderim de bu günleri büyüklerimden dinlemek varmış
Televizyonlarda filmlerde izlemek.
Yaşadığım huzurlu günlerin değerini bilmek düşmüş bana;
Okuyabildiğim her kitabın dinleyebildiğim her şarkının değerini bilmek.
Ama öyle şarkılar kalmamış önemli olan bunu bilmek.
Hava kalmamış soluyacak o zamanlardan.
Arkadaş kalmamış kollayacak arkasını.
Kim ne derse desin.
İster bana ölümden bahsetsin ister hor görülmekten
Ya da ne bileyim fakirlikten…
Ben o zor günlerin oyuncusu olmak isterdim bu günlerin değil.
Aşkımla o zaman tanışmak isterdim bir dernekte.
Ağaçlara baş harfleri kazımanın anlamlı olduğu zamanlarda sevmek isterdim.
Mektupların geciktiği günlerde postacıya kızmak isterdim
Bir mesaj çekmeye zaman ayıramadı diye ona değil.
Uykularım kaçsın isterdim tehlikeli gecelerde;
Bir suçluyu saklamak isterdim evimde arkadaşım olan.
Fedakârlığın ne olduğunu son raddesine kadar anlamak isterdim.
Para lazım oldu mu yandaşlarıma ne yapıp edip o parayı bulmayı ve helal etmeyi isterdim
Bu günkü gibi beni üç beş kuruşun hesabını yapmak zorunda bırakan insanlarla yaşamayı hiç istemezdim.
Ne olduğunu bilen insanlar arasında yaşamak isterdim
Böyle her esen rüzgâra kapılıp gidenler arasına değil.
Böyle her esen rüzgâra kapılıp gidenler arasına değil.
Yazılar yazmak isterdim çocuklarımın okuyup hayran kalacakları; yaşadıklarım hakkında belki daktiloda belki mürekkebe batırarak kalemimi; ama hayalimde yazı yazan adamın,
Parmakları bu bilgisayar klavyesinde değil.
No comments:
Post a Comment