Pages

03 January 2010

Bir Damla Yıl Başı


Geçen yılı hatırlıyorum da artık yüzünü anımsamakta zorladığım eski sevgilimle beraber girmiştik yeni yıla. Bu eski sevgilim lafına kıl olan bir sürü yeni sevgilide tanıyorum nedendir pek anlayamadım. Yani bir gün oluyor işte bu ben senin sende benim eski sevgilim oluyorsun, keşke olmasa ama oluyor.
Bu kadar karışık duyguların ceplerime doluştuğu başka bir yılbaşı var mıdır tekrar yaşar mıyım bilmiyorum sabahın köründe evimize doluşan kadınların birkaç hafta önce ölen dedem için okudukları kuran sesleri kulağımdayken, yeni yıla henüz ne kadar yalnız olduğumu anlamadan girecek olmanın verdiği o karamsarlıkla bekliyordum akşamı. Ah pavesse bu gidişle sonum seninki gibi olacak.
Bir hafta boyunca onu arasam mı diye düşünmekten yoruldum ve yorulunca aramadım. Artık bu son adımdı, attım ne yana oldu bilmiyorum ama attım. Akşam olduğunda kafam o kadar rahattı ki ben bile şüphelendim bu durumdan…
Arkadaşlarımlaydım, sevdiklerimleydim bu yılbaşında Ankara İtü lokalindeydik bütün kurtlarımızı döktük kurtlanmayanları kurtlandırdık onları da döktürdük ilk başta biz onlara ayak uydurduk türk sanat musikisi ile demlendik rakı bardaklarımızda, sonra onlar bize ayak uydurmaya başladılar bütün salonu ayaklandırdık yaş ortalaması biraz yüksek bir ortam olsa da o kadar muhteşemdi ki salondaki insanlar nice gençlere taş çıkartılar düğün gibiydi adeta (düğün dedim de tırnakları öjeli, kucağı kedili bir kız da aramadım desem yalan olur).Yalnızlığımı törpüleyen bana danslarda eşlik eden damla hanıma bu onurdan dolayı teşekkürü borç bildim ama o fazla yüz vermedi :).Kendisi nefes kesen bir güzelliğin yanında kesilen nefesi açan bir dans yeteneğine sahipti o koca koca kara gözlerinden bahsetmiyorum bile. Gecenin en şanslısıydı çekilişte iki kişilik akşam yemeği kazandı birkaç şişe şarap evet salonun en şanslısıydı benden sonra,  ona asıldım mı bilmiyorum ama bana bulaştığı için o gece çok şanslıydım…
…Saat 3 olmuştu ben en son dans edişimle bu aradaki zamanda hiç bir şey hatırlamıyorum. Kafayı o kadar bulmuşum ki arkadaşlarım bir ara zeybek oynadın diyorlar. Evet, bu korkutucu olurdu allahtan hatırlamıyorum. Ama yinede damlayı öptüm mü bilmek isterdim : )
Saat dört olmuştu evli arkadaşlarımız ayrılmıştı ve ben yavaş yavaş ayılmaya başlamıştım. İşte yeni yılı ilk kez hissediyordum cila niyetine içtiğimiz biraları yudumlarken. Müzik öğretmeni arkadaşımız başlamıştı yavaş yavaş mırıldanmaya samsun asfaltını mırıldanmaya ve salonda artık sadece biz vardık birkaç şarkıdan sonra bizde çıktık. Beklenen an gelmişti ve biz nihayet çorbacıdaydık yeni yılın ilk çorbası yine işkembe olmuştu çoktan siparişlerde…
İşte yeni yılı kutlamanın en güzel yönü arkadaşlarmış demeye getiriyorum tabi içmekte fena sayılmaz ama bu yıl Damla’da iyi bir iz bıraktı zihnimde o içine saklandığı siyah elbisesiyle…






3 comments:

. said...

mutlu seneler:)

SeV@L said...

O sarhoş kafayla zeybek oynadığın anı görmek isterdim açıkcası :) Güzel bir gece olmuş belli ki.

Ojesi bozuk kedili kız ise bütün arkadaşlarına bir bahane uydurup o saatlerde kendisini odaya kapatmış televizyon izliyordu. :)

Damla kadar güzel bir yıl diliyorum sana :)

Manusal said...

Televizyondan nefret ediyorum, sende etmelisin.