Pages

11 March 2010

Ama yapmayın, o daha bir çocuk" dedi Tanrı..



Yalnızlık.
Her kimliğe doğuştan yazılı tek uğraşıdır insanın bir yaşama sırasında...
Tek sermayesi, sahip olduğu tek şeydir,
Kıymetini bilmelidir, dedi.

Yalnızdır insan;
Hep kalabalıklara karışma telaşı bundandır.
Kalabalık yalnızlıklar, yalnız kalabalıklar oluşur, şehir şehir ülke ülke.
Kalabalık arttıkça artmaktadır yalnızlık da.
İnsan bir ölümü istemez, bir de ondan beter bir yalnızlığı...
Ama ikisi de muhakkak gelir başına bir yalnız yaşama sırasında.
Ölümün değil ama yalnızlığın bir tek çaresi var, dedi.
Tek çaresi aşktır bir yalnız yaşama sırasında nefes almanın...
Aşk da zaten iki yalnızın ortak bir yalnızlıkta buluşmasıdır, dedi.

Aşık olun!
Gösterin birbirinize yalnızlıklarınızı...
Nasılsa ayrılık insanın tek kişilik yalnızlığını özlemesi.
Sade ölüm değil, ayrılık da yaşamın emri..

Evet söyledi...
Ya da ben duydum...
Duyduğuma göre elbet bir ses söyledi bu söylendikçe usulen söylenir olan sözleri.
Evet duydum söyledi...
Her duyduğumda ağladım...
Pek çok ağlayışım sırasında duydum...
Kalbim tutanak tuttu duyduklarıma...
"Soruldu" dedi, cevap alındı.
"Yaşamak" dedi, "tek marifetiniz -biraz özen gösteriniz."
"Zulüm kimse zalimlik yapmayınca biter -mazlumlar dahil" dedi.
"Ama yapmayın, o daha bir çocuk" dedi Tanrı..

Ya gördüm neyleyim?!
İnsanlar vardı duvarın içinde.
Ya ben hep duvara konuştum
Ya da duvar değil konuştuğum, içinde insanlar var.
Nedense beni anlasın istedim içinde insan olan duvarlar.
Bilmiyorum,
Belki de ben gerçekten delirdim...
Onlar haklı belki de.
İçinde değil duvarların insanlar...
Sadece arasındalar...
-----------------------------------------------------
yılmaz erdoğan

2 comments:

SeV@L said...

Ben de bu Yılmaz Erdoğan kişisinden pek hazzetmem. Senin Volkan Konak'tan hazzetmemen gibi. Ama ben sana laf ediyor muyum? Hayır. Asla :)

Manusal said...

Bende sevmem Yılmaz Erdoğan'ı ama kalemi başım üstüne...