Zaman içinde olasılıksızlık evreninde bir birine teğet
geçen paralel hayatların oluşturduğu hüzünlü paradoksun kurgulanmasında ele
alınan tezlerin el yakan sentezlerinden çıkan durumun, antiteze yenik düşen
kısımlarını hiçe sayan yadsıma gerçeğinin oluşturduğu kaosun dış dünyaya
sunulamayacak dışavurunamazlığın içinde yarattığı periyodik sıkıntıların
geçişken sınırlarını yaşarken; doğal seleksiyonun bir getirisi olan iç bükey
dalgaların birbirine çarpmaları sonucu oluşturdukları, dış bükey
dalgalanmaların radyoaktiviteye maruz kalan yerlerini, bir gece önceden
ayıklayıp hasır altında bekletmiş, hafif ritim eşliğinde raksa durmuş hezeyan
kökünü uygun bölgeye tatbiki sağlanarak, doğal yollardan adapte sorunu
giderilmiş ve seri dalgaların bol dalgalı serilerinden payını alarak havalı
görünmeye çalışan 3 günlük içi yarı dolu yemek tabağımın, beynimde uyardığı
semptomların uykudayken oluşturdukları bir gerçeğim kalıntısı olarak kırılmış
paralel gerçeklik evreninin vurgusunun ifşasını; sekiz yaşındaki kardeşime ait
olan ve ben vurduktan sonra seke seke ilerleyen bir plastik topun ilk
sıçrayışındaki yüksekliğin bir öncekine oranla giderek azalması sonucu ortaya
çıkan realitenin, düş gücüne indirgenmesi halinde saptanan sapmaların
toplanarak yer kabuğunda oluşturdukları çukurun dibinden yükseğe çıkım
istençlerinin doğurduğu devinimlerle açıklanmış ve oda sıcaklığında terlemekte
olan hatunun göğüslerini hayal etmek yerine, yine aynı sıcaklıkta nereden
aklıma geldiğini bilinmeyen civanın, bilinen yerlerinden sıkılıp kimsenin
bilmediği yerlerine biraz toz kükürt serpiştirerek, lizaozam zarı delinen bir
hipotamın sindirim enzimlerini stoplazmaya dağıtılmış, golgi aygıtına hasret
yüklenmiş olup endoplazmikretikulum dediğimde böyle bir kulluktan haz etmediğini
söyleyen tanrıya, kızarken artmakta olan adrenalinin beni ne kadar cool
gösterdiğini dile getirerek, dağınık elektrotlarımı dış dünyaya tasarruf amacı
gütmeden aksederken, terlemekte olan hatunun göğüslerini gerçekten merak
ettiğimi dile getirmek isterim pek değerli dostlarım.(nokta)
No comments:
Post a Comment