Libyalı bir
askere dönüşüp,
Praglı bir
fahişeye sarılan, aynı adamdı.
Bu adam
aynıydı!
Kokuydu.
Kendini…
Bu adam
hayal kurabilmek adına,
Bu adam
hayal kurabilmem için,
Korkularından
ısırıp dişlerini acıttı.
Ya da bu
kadın…
İç çekerek
ahlakın kaygan boşluklarında
Deformasyon
kaygısına bir çalım attı,
Yüzüne
asılan suç unsurlarını gibi
Saydım, bir
bir hepimizi kendimden.
O kadın!
Ya da o adam
gibi
Aşk densiz
bir ihtiyarın dizlerini okşarken de
Taze bir
kadını koklarken de zevk alır.
Aksak bir
aşk yolculuğuna çıkmadan
Gün dönümünü
hesaplamalı insan
Alışkanlığın
hacmi ne kadar?
Cismine
yapışıp okşamaya başlamadan
Bana verilen
bir yaşamdan başlayıp,
Sana
rastlayan bu yaşamla
Bir dünyanın
kapılarını aralayarak,
Kutsal naneler
başlığı altında geçiştirdik her şeyi.
Utangaç
memelerin meyve verirken bahara
Aklımın taze
yerlerini sıkıştırıyordu.
Ellerini okşadım,
titriyordu…
Son gününü
yaşamak için kozasından çıkan
Bir kelebek
kadar ıslak ve aceleciydi.
Beklemedi
uçtu…
2 comments:
uzuuuun zaman sonra bloguna goz attım ve bu sıırı okuyunca bunlar burada harcanmamalı dıye dusundum ve o an alttakı postta gordum kı kıtap cıkarmaya hazırlanıyrsun :)
cok sevındım adına..
yazıların yalın dıyemem yorucu bu nedenle ozel bı okuyucu kıtlen olacak..usta ve zekice..
Çok teşekkür ederim. Umarım söylemek istedikelrimi, söylemek istediğim şekilde söylediğim bir kitap yazabilirim.
Bazen yürüken çok hafif bir rüzgar bile size destek olabiliyor...
Post a Comment